| Turc | Anglais | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| General | memnuniyet duymak | be pleased v. | ||
|
He will be pleased to help you. Size yardım etmekten memnuniyet duyacaktır. More Sentences |
||||
| General | memnuniyet duymak | feel appreciation v. | ||
| General | memnuniyet duymak | be pleased that v. | ||
| General | memnuniyet duymak | feel pleased v. | ||
| General | memnuniyet duymak | be pleased with (someone/something) v. | ||
| General | memnuniyet duymak | have pleasure v. | ||
| Turc | Anglais | |||
|---|---|---|---|---|
| Colloquial | ||||
| Colloquial | (bir şeyi yapmaktan) memnuniyet duymak | be happy to (do something) v. | ||
|
I'll be happy to discuss any problem you might have. Herhangi bir sorununuz olursa konuşmaktan memnuniyet duyarım. More Sentences |
||||
| Colloquial | '-den memnuniyet duymak | be happy to v. | ||
| Colloquial | (bir şeyi yapmaktan) memnuniyet/mutluluk duymak | (I'd be) happy to (do something) expr. | ||
